Elimizde Sadece bir Harita ve bir günlük Berlin deneyimi vardı. Yani hiç bir şey bilmiyorduk, ne plan ne bir program tamamiyle doğaçlama ve harita okuma becerimize güvenerek Berlin'i gezecektik. Oğuzhan'ın Alexanderplatz'dan yürüyerek müzeleri gezersiniz lafını destur kabul edip. S-Bahn'a bindik. Bir yandan haritaya bakarken bir yandan da bilet memurlarını kolluyorduk. Birden eski, heykelli binaların oradan geçtiğimizi farkettim ve müzelere daha yakın olacağını düşündüğümüzden Hackescher Markt durağında indik. Haritaya göre Bode Museum'a gitmeye çalışırken kendimizi Neue Synagogu'nda bulduk. Resim çekilip, facebookta check-in yaptıktan sonra Özgürlüğün zirvesinde olduğumu hissettim. Bilmediğin bir ülke bilmediğin bir dil, rahatça konuşabilliyorsun ve ne yapsan kimsenin umrunda değil. Yaşasın Özgürlük.
Diary of An Erasmus Exchange Student | University of Applied Sciences Schmalkalden | GERMANY
4 Mayıs 2013 Cumartesi
Berlin Neredir? ve Berlin Nasıl Gezilir? | 2. Gün Berlin HIGHLIGHTS
2 Mayıs 2013 Perşembe
Berlin Neredir? ve Berlin Nasıl Gezilir? | 1. Gün Connectium/Jobmesse
videonun telif hakkı Oğuz Furat'a aittir. Videonun çekildiği yer Berlin'e yakın bir yer.
Saat 5'e doğru geliyordu. O akşam Fenerbahçe - Benfika maçının olması ve kalacak yerimizin olmamasıyla, hem kalacak hem de maçı izleyecek bir yer araşıyına girdik. Berlin Hauptbahnhof ( Berlin Central Train Station) tan aldığımız broşürlerdeki hostelleri aradık. Hosteller ya çok pahalıydı,( 25€-35€) ya da doluydu. Biz de fikir almak için Alexanderplatz yakınlarındaki bir dönerciye gittik. Dönerci önünde bulunan manav abiden Berlin'de Türklerin çoğunlukta bulunduğu Kottbusser Tor'a gitmemiz yönünde tavsiye aldık. U-Bahn ile Kottbusser Tor'a geçtik. İstasyonun karşısında bulunan Mevlana Camii'ne girip kalacak yer tavsileri aldık ve elimiz boş bir şekilde geri döndük. Hava kararmaya başlamıştı, akşam namazını kıldıktan sonra Fenerbahçe maçını Berlin Ülkü Ocakları'nda izleyebileceğimizi öğrendik ve doğru Berlin Ülkü Ocağı'nın yolunu tuttuk.
to be continued...
24 Nisan 2013 Çarşamba
Shopping Time in Schmalkalden | Almanya'da Alışveriş
Eğer inanlardansanız hepimizin bildiği haram kılınan bazı gıdalar bulumakta ve bunların başında da domuz gelmektedir. Almanya domuz tükenten bir ülke olduğundan bu konuda ürün alırken dikkat edeceğiniz kelime "Schwein"dir.
Marketlerde yegane tüketilebilecek şey tavuk ve balıktır. Kendinize güveniniz geldimiydi artık Rind'te yiyebilirsiniz. Nitekim dondurucularda Rind ten yapılma kebaplar bulunmakta.
Alkol gerçekten sudan ucuz. Kasa kasa bira alabilir hatta bira içmeden uyuyamıyor bile olabilirsiniz. Canınız rakımı çekti o da var hem de her yerde. Büyük marketlerde bizim bildiğimiz beyaz peynir, yoğurt ve ayran bulunmakta.
Yani rakı sofrası kurmak isterseniz her şey mevcut. Belki dışarıda mangal yapmak istersiniz ışığınız falan olmaz o zaman çöp kenarlarına bırakılan ev eşyalarını karıştırın belki lamba bulabilirsiniz. Tabi size şimdi uzatma kablosu da lazım olur. Hellweg'e gidip 10 metrelik bir uzatma kablosu alın ve camdan salın. Akabinde bir arkadaşınız malzemeleri dışarı taşırken diğer arkadaşınız daha önceden hazırlanmış olan etleri terbiye edip şişe geçirebilir. Dışarıda bekleyen arkadaş ise o an mangal yakmakla meşgul olabilir. Masa, sandalye, aydınlatma hazırsa etleri şöyle bir mangalın üzerine atıverin 5 ila 10 saniye arasında çissssss seslerini duymaya başlayacaksınız. Demek ki her şey yolunda ancak bildiğiniz gibi maddi olarak doyarken manevi olarakta doymak gerekir. Hemen Türk Sanat Müziği açın, sesi biraz arttırın ve karnınızın hormurdanmasını susturun. Etler pişmişe benziyorsa ekmeği yarın biraz mangal üzerindeki etin üstüne basın ve şişleri ekmeğin içinden çekmek süreti ile çıkarın. -ekstra bilgi soğan iyi gider.-
Yemeği yedikten sonra ya yan gelip yatılır ya kırk adım atılır. Siz yan gelip çay içenlerden olun, eğer nargileniz de varsa mangal közüyle nargilenin tadının farklı olduğun göreceksiniz. Çayı demledikten sonra muhabbetinizi ağırlaştırın, şarkılara adapte olun ve gurbetteyseniz memleketinizi anın, hafif bir offf çekin ve kendinizi demleme zamanınız geldi. Gereksiz malzemeleri örneğin çaydanlık, nargile vb. şeyleri odanıza çıkartın. Masanızı temizleyin çünkü büyükler gelecek ve bizim kültürümüzde büyüğe saygı önemlidir.
Gelen büyük ortama yabancıdır, ilk geldiğinde ağzını açmaz. Ama biz biliriz ki tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Sözü tatlı dilli bir arkadaşınıza bırakın o büyüğü açacak ve sonra büyük öyle konuşacak ki herkes payına düşeni alacaktır. Büyük her defasında size, bakın gençler bu masada anlattıklarım, konuştuklarım bu masada kalacak, şerefiniz üzerine söz verin diyecek ardından siz şefere diyeceksiniz. Size kırgın küskün biri varsa onu masaya davet edip büyüğe sikayet edebilirsiniz. Büyük onun hakkından da gelecektir. Gecenin sonuna doğru büyüğe hak vereceksiniz. Adeta Dünya başınıza yıkılacak, silkilip kendinize gelmeye çalışacaksınız ve o arada büyük ben çok yoruldum, ben bittim bir daha ki sefere görüşmek üzere deyip gidecek ve büyüğünüzden aldığınız feyzle rahat bir uyku çekebileceksiniz.
Tavsiyelerime uymanız dileğiyle.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)