Uzun bir aradan sonra yaz aylarının vermiş olduğu işsizlikle birlikte yarım kaldığım işi tamamlamaya karar verdim. Aklımda kalanları aktarmaya başlıyorum...
Sabahın köründe Viyana'dan Münih'e gelmiştik. Herkes tren garında hemen Schmalkalden'e nasıl gideriz peşindeyken ortaya BMW'nin merkezi Münih'teymiş, son trenle Schmalkalden'e gidersek BMW müzesini felan gezeriz teklifyle birlikte kendimiz önceklikle 3 saat harçıyacağımız bir Türk börekçisinde bulduk. Münih tren garının karşısı tıpkı Frankfurt'ta olduğu gibi Türk sokağıydı. Poça, simit çay derken düştük BMW'yi aramaya...
Almanya artık bizim ikinci anavatanımız olduğunu o gün anladık. Çünkü ne yapacağımızı nereye nasıl gidebileceğimizi nerden bilet almamız gerektiğini artık biliyorduk. Almanya'daki sisteme artık alışmıştık.
Sora sora BMW'nin yerleşkesini bulduk. Önce Showroom'a ordan da Müze bölümüne geçtik.
Tahmin ettiğiniz üzere müzede BMW'nin ilk ürettiği arabadan son ürettiğine kadar bulunmakta. Kutaycım araba tutkunu olduğu için durup hepsini fotoğrafladı. Özet geçiyorum.
Müze'ye o kadar hayran kalmıştık ki zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmadık. Schmalkalden trenin kalkmasına yarım saat kala kimi müzede kimi showroomda olan arkadaşlarımızı toplayıp koşmaya başladık. Yetişebileceğimiz belli değil taksi tutalım gibi öneriler gelmekteydi. Hemen metroya bindik koşacağımız için kızlardaki çantaları erkeklere taksim ettik. Metrodan indik ve başladık koşmaya derken aklıma bir fikir geldi tüm bu gezi circle boyunca bir flash mob yapalım diye tutuyordum ve flash mob ayağıma geldi. Metro istasyonunda koşuşturan 10 kişi...
O değilde bu videoda olmayan şey metroda koşarken birisi Türkçe " yavaş olun yavaşşş." diye bağırdı. Almanya değil Türkiye mübarek. Trene yetiştik Schmalkalden'e 3-5 aktarma ile vardık diyip bitirecektim ki buda mı gol değil...
Heyhat...
Schmalkalden yolunda son aktarma istasyonuna doğru yol alıyoruz. Tren bileti bende inilecek durağı, saati kesin olarak ben biliyorum. Swainfurt istasyonunda inmemiz lazım yaklaşık olarakta 5 dakka kalmış. Kızlara (Betül-Duygu) ben bir tuvalete gidiyorum Swainfurt'ta ineceğiz dedim ve tuvalete yöneldim. Küçük abdestimi giderdikten sonra tuvaletten çıktım bizimkiler ayaklanmış hadi iniyoruz dedi. İndik ve beklemeye başladık. Aktarma yapacağımız trenin peronunu ararken öyle bir peron numarasını olmadığını gördük ve Swainfurt istasyonunda değil Swainfurt bilmem ne istasyonunda inmişsiz ve Swainfurt istasyonuna 3 durak daha varmış. Allahtan Kutay'ın telefonunda Bahn uygulaması vardı ve yeni rota çizildi. İki aktarma daha yapılarak Schmalkalden'e gidildi. 10 günlük gezi circlemiz aksiliklerle başladığı gibi aksiliklerle bitti. Hep Betül'ün suçu :D. Ancak bu 10 günlük gezi boyunca unutulmaz süper şeyler yaşadık ve en çok anlattığım anılarım buraladaki anılarımdır. Son olarak birlite iyi vakit geçirdiğimiz tüm arkadaşlara da buradan geçikmelide olsa teşekkürler. Bu sitenin tüm telifi onlara aittir. Çünkü onlar olmasaydı bütün bunlar bu kadar renkli yaşanmayacak ve güzel bir anı olarak hafızalara kazınmayacaktı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder